Strateji ve Yolculuk: Gerçekten Nereye Gidiyoruz?

Strateji ve Yolculuk: Gerçekten Nereye Gidiyoruz?

Strateji, çoğu toplumda çok kritik ancak yeterince dikkate alınmayan bir gelişim alanıdır. Özellikle bizim gibi belirsizliklerin yoğun olduğu coğrafyalarda stratejik düşünmek hayati bir gereklilikken, biz bunu çoğunda ikinci plana atıyoruz.

Bunun en önemli sebeplerinden biri de toplum tarafından bizlere adeta hazır paket olarak sunulan klişe ifadeler: "Kısmetse olur", "Hayırlısı", "Olduğu kadar olmadığı kadar"... Bunlar, bazen zor anlarda moral vermek için iyi hissettirse de, çoğu zaman stratejik planlama ve eyleme geçme noktasında bizi tembelliğe itebilir.

Peki, gerçekten ne kadar niyet ediyoruz? Gerçekten bir hedef koyup, o hedefi başarmak için yeterince plan yapıyor ve çaba harcıyor muyuz? Yoksa, hedeflerimize ulaşamadığımızda bu "laflarla" kendimizi avutuyor muyuz?

Bazılarının sık sık dile getirdiği gibi, "Bu ülkede strateji mi olur kardeşim?" sorusu gerçekte yanlış bir kabulden doğuyor. Asıl mesele, belirsizliklerin yoğun olduğu ortamda stratejiye sahip olmanın ne kadar kritik olduğunu kavrayabilmek. Strateji kimin işi? Yalnızca şirket yöneticilerinin mi? Hayır. Strateji, herkesin işi. Aslında, strateji demek yarınlara hazır olmaktır. Kendisini, kurumunu, çevresini ve hatta ülkesini geleceğe hazırlamak demektir.

Büyük resmi görebilmek, olaylara daha geniş bir perspektiften bakabilmek ve buna göre harekete geçmek, bireysel bir yetkinliktir. "Hallederiz abi" mantığı ya da "günü kurtarmak" yerine, uzun vadeli düşünmek ve stratejik adımlar atabilmek bizi ileriye taşır.

Peki biz ne yapıyoruz? Çoğu zaman hedefimizi net belirlemeden hareket ediyoruz. Büyük resme bakmadan yollarımızı seçiyor, sonra da "Keşke..." diyoruz. Oysaki bu keşkelerin çoğu, önceden önlem alarak engellenebilirdi. Kendi yolumuzu mu çiziyoruz, yoksa toplumun bize sunduğu hazır yolları mı takip ediyoruz?

Sonuç olarak, ister bir şirket yöneticisi, ister girişimci, isterse de sadece kendi hayatını planlamaya çalışan biri olalım, stratejiye ihtiyacımız var. Çünkü hayat her geçen gün daha karmaşık hale geliyor, kontrol edemediğimiz pek çok şey bizi etkiliyor ve yetkili olmadığımız konularda başkaları bizim için karar veriyor. İşte tam da bu yüzden, hayatımızı sadece akışına bırakmak yerine, gerçekten "nereye gitmek istediğimizi" düşünmek zorundayız.

Peki, sizin yolculuğunuz nereye?